Selefiler Alevi dergâhlarına el koyuyor…
Uzun bir süredir Suriye’deki dergâhları hedef alıp, onları yok eden Selefi çeteler, bu seferde Makedonya’da yer alan 500 senelik Harabati Baba Dergâhını işgal ettiler.
Suriye’de olduğu gibi Yugoslavya’da yaşanan iç savaş sırasında bölgeye akın eden Selefi unsurlar, savaşın ardından ülkeyi terk etmeyerek, 2002 yılında İslam Birliği adı altında bir yapı kurdular. Selefi örgütlenmeleri o yıldan itibaren, AKP Hükümeti’nin de desteğiyle bölgede bulunan dergâhlara yöneldiler. İlk olarak geniş bir arazi üzerinde kurulu olan Harabati Baba Dergâhından işe başlayan Selefiler, buradaki dervişlerin dergâhları terk etmeleri için her türlü yola başvuruyorlar. İş sadece Harabati Baba Dergâhı ile sınırlı değil, Makedonya ve Arnavutluk’ta yer alan onlarca Alevi-Bektaşi Dergâhı da işgal altında…
Selefi işgalinin arkasında TİKA var
Selefilerin Balkanlarda başlattığı işgalin arkasında Türkiye Cumhuriyeti Başbakanlığına bağlı Türk İşbirliği ve Koordinasyon Ajansı Başkanlığı (TİKA) yer alıyor. “Resmi kalkınma yardımı” başlığı altında yurtdışındaki tarihi eserlerin restorasyonuyla ilgilenen TİKA, Alevi-Bektaşi Dergâhlarının otantik yapısını bozarak, camilere dönüştürüyor. Ayrıca dergâhlarda istihdam edilen Selefilerin eğitimi de Türkiye’de gerçekleştiriliyor. Bu operasyonlar için TİKA’ya ayrılan bütçede, AKP Hükümeti zamanında inanılmaz bir artış göze çarpıyor. 2002 yılında TİKA tarafından yapılan resmi kalkınma yardımları 85 Milyon dolarken, bu rakam 2011 yılında 1 milyar 273 milyon dolara yükseldi. TİKA’nın son operasyonlarından biri de geçtiğimiz yaz Makedonya’nın batısındaki Kırçova şehrinde bulunan Halveti Hayati Çullu Baba Tekkesini camiye dönüştürmek oldu.
Özcan: “Harabati Baba Dergâhı Selefilerin yuvası haline gelmiş”
Bölgeyi ziyaret eden 19 kişilik grupta yer alan Makedonya kökenli Marl Alevi Kültür Merkezi Başkanı Aynur Özcan, yaşanan durumu içler acısı olarak yorumluyor. Dergâhın Alevi-Bektaşi toplumu tarafından kaderine terkedildiğinden yakınan Özcan, gördükleri manzarayı söyle özetliyor: “İslam Din Birliği adında faaliyet gösteren, çember sakallı Selefiler tekkeyi tamamen işgal altına almış, gelen ziyaretçileri taciz ediyor ve Bektaşilerin orada ibadet etmelerini engellemeye çalışıyorlar. Meydanevinin bacasına hoparlör takıp beş vakit ezan okutuyorlar. Aşevinde çarşaflı kadınlara kuran kursu veriliyor, adeta Selefilerin bir yuvası haline getirilmiş bu 500 senelik Alevi-Bektaşi Dergâhının içinde bulunduğu durum içler acısı.
Dergahta bulunan dervişler “Kışevi” denilen küçük bir binaya adeta hapis edilmiş ve Dergâhı terk etmeleri için sürekli baskı ve tehdit altındalar. Canı pahasına ibadetini sürdüren, her akşam türbelerde çerağ uyandıran, Abdulmutalip Derviş, İmam Hüseyin gibi bir duruş sergilediğine tanık olduk. Küçük elektrikli bir soba ile ısınan dergâhı bir an bile terk etmeyen, bu Derviş bizleri çok etkiledi. Tek geçim kaynağı olan inekleri bir kaç yıl önce kaçırılmış, amaç yıpratıp, dergâhı terk etmesini sağlamak. Dergâhta bulunan telefon hatları yine Selefilerin bu yıldırma politikaları nedeniyle uzun bir süredir kesik.”
Makedonya ve Arnavutluk’ta devlet seyrediyor…
Konuyla ilgili irdelenmesi gereken noktalardan biri hiç şüphesiz Makedonya ve Arnavutluk’un bu işgal karşısındaki tavrı… 2004 yılında NATO Helsinki komitesi, AB ve ABD temsilcileri, işgalcilerin derhal çıkartılması ve dergâhın gerçek sahipleri olan Bektaşilere iade edilmesini karar verdiği halde, Makedonya hükümeti bu kararı yerine getirmiyor. Makedonya ve Arnavutluk hükümetlerinin bu duruma kayıtsız kalmalarındaki en büyük etmen; Katar basta olmak üzere çeşitli Arap ülkelerinden yapılan hatırı sayılır yardımlar… Bu durumundan cesaret alan Selefiler son günlerde dergahlara yönelik baskılarını daha da artırmaya başladılar.
Suriye’de Balkanlardan gelen terörist sayısında dikkat çeken artış…
Son zamanlarda Suriye’de savaşmak için Kosova ve Makedonya başta olmak üzere Balkan ülkelerinden gelen terörist sayısında gözle görülür bir artış var. Bunun en büyük nedeni bölgede faaliyet gösteren İslam Birliği… Suriye’de savaşmak için Ortadoğu ve Afrika ülkelerinde yeterince köktendinci terörist bulamayan Selefi unsurlar, Balkan ülkeleri başta olmak üzere gözünü Avrupa ülkelerine dikti. Son istihbarat raporlarında da yer alan bu tehlikeli girişim, önümüzdeki dönemde Avrupa ülkelerinin gündeminde daha sık yer alacağa benziyor.