Darbe girişimine ilişkin Kılıçdaroğlu, “Darbenin Türkiye’nin ağır bedeller ödettiğin, geçmişteki örneklerden biliyoruz. Son darbe girişimine de böyle bakmamız gerekiyor. Cumhuriyet tarihinin en kanlı darbe girişimidir. Ne olup bittiğini biz de merak ediyorduk. Uçağımız İstanbul’a iner inmez olayın vahametini öğrendik. Telefondan önce darbe karşıtı açıklamalar yaptık. İşin özü şu darbelerden bu kadar büyük acıların çekildiği bir ülkede hepimiz geçmişten ders çıkarmalıyız” diye konuştu.
“DARBE KONUSUNDA HANGİ YASAYI GETİRDİLER DE GECİKTİRDİK?”
Kılıçdaroğlu, “Gözaltılar var. On binlerce kamu görevlisi görevden alındı. OHAL mi vardı? Biz şunu söyledik darbe kime karşı yapıldı parlamenter sisteme karşı yapıldı. TBMM bombalanırken TBMM çalışıyor muydu? Çalışıyordu. Meclis bombalanırken çalışmalarını sürdürdü. OHAL dönemleri hep darbelerden sonra olmuştur. Darbe konusunda hangi yasayı getirdiler de geciktirdik? Kendilerine söyledik, getirin yasayı hemen derhal çıkartalım. Üstelik bunu 4 siyasi parti getirin kardeşim hangi düzenlemeyi getirin gereğini yapalım dedik. Hangi yasa isteniyorsa getirsinler destek veririz. Kimse gecikir bahanesine sığınmasın bir şey gelmedi ki geciksin. Başbakan ile görüşmede sorumlu bir muhalefet yapacağımızı söyledim. Biz hukukun üstünlüğünün gereğini yapmak istiyoruz. Hukuk alanında yapılacak her yanlış darbe zihniyetini güçlendirebilir. Biz bir cadı avının başlatılmamasını istiyoruz” açıklamasında bulundu.
“HÜKÜMET SOKAĞA TESLİM OLMAMALI. DEVLETİ YÖNETENLER SAĞDUYU İLE DEVLETİ YÖNETMELİ”
İdam sorusuna Kılıçdaroğlu, “Hükümet sokağa teslim olmamalı. Devleti yönetenler sağduyu ile devleti yönetmek zorundadırlar. Hükümet edenler sağduyu ile düşünmek zorunda. Kararların uluslararası yankılarına da bakılmalı. Zafiyet varsa yönetimde zafiyeti var demektir. Yargının tarafsızlığının elden gittiğini söyledik Ergenekon’un yanlış olduğunu söyledik. Ben suçlandım. Siyaset kurumunun temeli halka hesap vermektir. Siyasetçinin görevi kul hakkı yememektir. Kim olursa olsun işkenceye karşıyız. Darbecilere işkence yapılmasına da karşıyız. Her şey hukuk çerçevesince yapılmalı” yanıtını verdi.
“İSTİHBARAT ZAFİYETİ VARSA BİR YERDE YÖNETİMDE ZAFİYET VAR DEMEKTİR”
İstihbarat zafiyeti tartışmalarına ilişkin Kılıçdaroğlu, “İstihbarat zafiyeti varsa bir yerde yönetimde zafiyet var demektir. Devletin en önemli kurumuna bir kişiyi getiriyorsunuz. Bir darbe organizasyonu haber alamıyorsa, önlemler zamanında alınamıyorsa istihbarat zafiyetinin ötesinde yönetim zafiyeti var. O kişileri oraya siz, ben, bakkal Mehmet efendi, de atamadı. Hükümet atadı. İşi ehline verebilseydik, Türkiye’nin çıkarlarını düşünürdü. Bu anlayıştan yola çıksaydık bu darbelerin belki de hiçbirisi olmazdı. Aklını peynir ekmekle yemeyen birisi darbe yapmazdı niye yapsın. Bir odaktan talimat alıp o odağın talimatı üzerine darbe yapıyorsanız, siz aklınızı artık kullanmıyorsunuz demektir. Başkalarının aklını kullanıyorsunuzdur” ifadelerini kullandı.
“BU 17- 25 OLAYINI AKLAMA OPERASYONUNA DÖNÜŞMESİN”
Fetullah Gülen uygulamasını hep anlattık suçlandık. Yıllarca yanlış olduğunu anlattık bir türlü anlatamadık. Yargıtay’a 160 kişi atanırken TBMM kürsüsünden Yargıtay’a 160 militan atadınız dediğimde suçlandım. Şimdi haklı çıktım. Haklı çıkmak yetmiyor ki. Devlete liyakat sistemini bütün atamaları kim yaptı? Ben mi yaptım? Bu 17- 25 olayını aklama operasyonuna dönüşmesin. Bu olayı kullanarak başka bir olayı aklamaya kimse yeltenmesin” diye konuştu.
“BUGÜN, BAKANLIKLARIN CEMAATLER TARAFINDAN PAYLAŞILDIĞINI DA ÇOK İYİ BİLİYORUZ”
Kılıçdaroğlu, “Bugün, Bakanlıkların cemaatler tarafından paylaşıldığını da çok iyi biliyoruz. Sorduğunuzda, hangi cemaatin hangi bakanlıkta egemen olduğunu görürsünüz. Türkiye’yi bu felakete götürür. Liyakat sistemi yeniden inşa edilmeli. Bir ülke belli bir noktaya kendiliğinden gelmez. Bu darbeden hepimizin çıkaracağı dersler var. Öncelikle tüm siyasi partilerin öz eleştiri yapması lazım. Buna demokrasinin de ihtiyacı var” dedi.
“YAŞ’TA “BU ASKERLERİ ATAMAZSANIZ” DİYE KARARLARA MUHALEFET ŞERHİ KONULDU”
Kılıçdaroğlu, “TSK, bu tür yapılanmalara izin vermek istemedi. 2002’den başlayarak üzülerek söylüyorum, sorunuz üzerine söylemek zorundayım. Belli yapılanmaları ordunun dışına çıkarmak istediler. Çünkü ordu, cemaat yapılanmaları, inanç yapılanmaları değildir. Orduların temel görevi kendi ülkesinin güvenliğini korumaktır. Yüksek Askeri Şuralarında “Bu askerleri atamazsanız, çıkaramazsınız” diye kararlara muhalefet şerhi konuldu. Bu şerhi ben mi koydum?” diye eleştirilerde bulundu.
“ASKER, “BUNLAR GÜLEN CEMAATİNDENDİR. ORDUDAN ÇIKMASI LAZIM” DEDİ”
Genel Kurmay Başkanlığı’nın Milli Savunma Bakanlığı’na bağlanması tartışmalarına ilişkin Kılıçdaroğlu, “Milli Savunma Bakanlığı’na bağlı olması ile Başbakana bağlı olması arasında bu yapıda ne fark var? Başbakanlığa bağlı olduğu zaman değişen bir şey mi oldu? Ne oldu gidildi muhalefet şerhi konuldu. Asker, “Bunlar Gülen cemaatindendir. Ordudan çıkması lazım” dedi. Dönemin başbakanı, cumhurbaşkanı dedi ki “Hayır bunların kalması lazım.” Başbakanlığa bağlıydı. Milli Savunma Bakanlığı’na bağladığınız da tablo değişecek mi? Önce zihniyet değişikliği yapmak, sıcak siyaseti kurumların içerisine sokmamak gerekir” diye konuştu.
“MİTİNGE DAİR PARTİLERE ÖZEL BİR DAVET MEKTUBU GÖNDERMEDİK AMA HERKESE AÇIK”
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Pazar günü Taksim Meydanı’nda düzenlenecek CHP mitingine ilişkin, “Partilere özel bir davet mektubu göndermedik ama herkese açık. Tabandan da miting talebi geldi onun üzerine yapabiliriz dedik. Biz hep birinci sınıf demokrasiyi savunduk” dedi.