NERDE KALMIŞTIK…?
ALPARSLAN BAŞEĞMEZ
KANUNLARA “SAYGILI” OLMAK…
LAFLA OLMAMALI…
Bir “Kurban Bayramı” geçirdik…
“KURBANLARIN BAYRAMI”…?
Açlığa mahkûm edilmiş…
Çoluk çocukları sersefil edilmiş…
Kendileri çaresizleştirilmiş…
“MAZLUMLARIN BAYRAMI”…
Yapılanları hazmedemeyip…
İsyan eden…
Demokratik uygulamalar talep ettikleri halde…
Talepleri…
Baskı ve tehditlerle devamlı ötelenen…
Hak ve özgürlükleri devamlı kısıtlanarak…
“Yandaşlar” yaratılmak suretiyle…
“Ötekileştirilen”…
“Dayatılan Ücretlerle” namerde muhtaç edilip…
İcra kapılarında “Duçar” bırakılan…
Yaratılan “KAOS” ortamında…
Sonunda patlayıp…
Bir gecede saf değiştirerek…
Özgürlük ateşi yakan…
“YİĞİTLERİN BAYRAMI”…
Kendilerine reva görülen muameleye karşın…
Özgürce…
Hak mücadelesi veren…
Tüm olumsuz koşullara rağmen…
Hala direnen…
Tüm dirençleriyle de…
Hayatlarına ve onurlarına kastedenlere karşı…
“MEYDAN OKUYAN”…
“EMEĞİN ARSLANLARININ BAYRAMI”…
Ali Cengiz GÜL konuşuyor…
Amma…
Sadece konuşuyor…
Hem kanunlara nizamlara…
Mahkemelerin vereceği kararlara…
Saygılı olduğunu söylüyor…
Hem birlik beraberlik türküsü çığırıp…
Dargınlıkların, küskünlüklerin sona ermesini…
“Sözde” istiyor…
Fakat…
Söyledikleriyle…
İcraatları…
Birbirini tutmuyor…
Bayramın üzerinden bu kadar gün geçti…
“MÜMTAZ” Karabük Basını ise tek bir satır yazı dahi yazmıyor…
Ali Cengiz GÜL konuşmasında…
“Çelik İş Sendikası şuan bulunduğu tablo itibariyle 2 bin 800 üyesi, Türk Metal Sendikası’nın da 800’e yakın üyesi bulunmaktadır. Ben herkesin kimliğine değer veren sendikacıyım. Türk Metal Sendikası’nda 800 üye var, bence olay pratik anlamda çözülmüştür, 2 bin 800 üyeli Çelik İş Sendikası’nın burada fiili yetkili olduğu ortadadır. Mahkemenin vereceği kararlar tabii ki önemlidir. Mahkemenin kararından ziyade fiili bir durum ortadadır. 800 kişinin 2 bin 800 kişiyi yetki alması mümkün değildir. Bu süreçte biz 2 bin 800’lük gücümüzü pratik anlamda yaşama geçireceğiz. Biz burada yetkiliyiz. Mahkemenin verdiği kararlara saygımız var. Bizim için esas olan, öz olan karar çelik işçisinin, KARDEMİR işçisinin verdiği karardır. KARDEMİR işçisi karar vermiştir. Yargının verdiği karar başımızın üstünde yeri vardır…
…Bir mahkeme verdiği kararı 30 sayfayla anlatmaya çalışıyorsa bu çok farklı bir durum. Bir karar verilir gerekçesi üç sayfadır beş sayfadır, 16’şar sayfa onları anlatmaya çalışıyorsan, kararlarımızda kendimizde de bir kircilik var demektir. Biz oradaki tüm ayrıntıları yakalamış durumdayız.
…KARDEMİR’de üç tane ücret skalası oluşmuş, bu yüzde 42’den hiç etkilenmeyen insan gurubu daha çok olmuş. Her süreçte KARDEMİR işçisini ortak yapacağız. Biz endüstriyel ilişkilerde ne gerekiyorsa onu yapacağız. Biz kendimizi matematiksel tablolarla kısıtlamayacağız, özgür olacağız. KARDEMİR işçinin kabul etmediği, KARDEMİR işçisinin onaylamadığı hiçbir sözleşmeye asla imza atmayacağız. Demokrasinin kuralı İskenderun’da ne ise burada da o olacak. KARDEMİR işçisi ‘sandık’ derse sandık olacak. Orada biraz benim ısrarım oldu. Ben sandıktaki rakamları göreceğimi söyledim, ben kendimi oylattığım işçiye. Kardemir işçisine de inanıyor ve güveniyorum. Kardemir işçisinin endüstriyel ilişkilerde çok yol alacağına inanıyorum. Her konuda şeffaf her konuda demokrat olacağız. Kendine güvenin insanlar demokrasiyi en fazla yaşatan kurumlardır. Biz KARDEMİR’de ileri bir demokrasi istiyoruz. Sendikanın bu işten büyüyeceğine inanıyoruz. Sendikamızın da başarılı olacağına inanıyoruz. Bizim tercihimiz Ahmet yerine Mehmet, Mehmet yerine Metin olmayacaktır. KARDEMİR işçisinin bu sürece katkı olacaktır. Ne kadar katsı olursa sendikanın da o kadar güçlü olacağına inanıyoruz. Bu süreçte göreceğiz, söylediğimiz hiçbir cümlenin arkasını farkla şeylerle asla süslemeyeceğiz. Sizlerin de bu konuda doğru eleştirilerini tenkit olarak görmeyeceğiz, Çelik İş Sendikası’nın önünü açan eleştiriler olarak göreceğiz. Hep birlikte KARDEMİR’i yükseltelim. Karabük önemli bir merkez, ne kadar seviyeli olursa, bunlara açığız. Bunları tartışırız.”
Diyor…
Sonra da…
“Yargıya saygı”dan bahsediyor…
Pekiiiiiii…
Kanunlara saygılı olmak bu mu…?
Şu anda…
Karabük Demir Çelik Sanayi ve Ticaret Anonim Şirketi’nde…
Hiçbir sendika yetkili değil…
Toplu iş sözleşmesi fiilen askıda…
Veeeeeeee…
“FERDİ HİZMET AKDİ” hükmünde…
Yani hiçbir sendika işletme içinde hiçbir faaliyet gösteremez…
Pekiiiiiiiiiii…
Fiili durum böyle mi…?
Çelik-İş sendikası…
Kamufle edilmiş tüm teşkilatı ve ekibi ile…
Hâlihazırda iş başında ve faaliyetlerini sürdürüyor…
“Mevcut İşveren”…
Zonguldak İş Mahkemesinin vermiş olduğu GEREKÇELİ KARAR da da altını çizerek belirttiği gibi…
Yasaların da hilafına…
Her türlü kolaylığı gösteriyor…
“Birlik beraberlik” ten…
“Barışmak” tan…
Bahsedenler…
Hala tahrik ve tahrip mekanizmalarını çalıştırıp…
“BAYRAMLAŞMA” bahanesiyle işletmeye girebiliyor…
Buna…
“Mevcut İşveren” de…
Her türlü kolaylığı göstererek…
“Yandaş ve aynı saf da” olduğunu gösteriyor…
Sonra da…
İcili bicili laflar edilip…
Nutuklar irad ediliyor…
“DEĞİŞTİK” deniyor…
Ammaaaa…
“EMEĞİN ARSLANLARI” durup dururken tahrik ediliyor…?
NEDEN…?
Asgari ücretle çalışan…
Yeni işe alınan “SÖZLEŞMELİ PERSONEL” in dertlerine ne demeli…?
Sanki toplu sözleşmeyi Şırnak’ın Beytüşşebap İlçesinin “Kovankaya” köyünün köy bekçisi yapmış da hiç kimsenin haberi olmamış…
52. madde ortada…
O madde orada durduğu müddetçe…
Yeni işe alınan “SÖZLEŞMELİ PERSONEL” in asgari ücrete bağlı “KÖLELİK” leri biter mi…?
Ben mi imzaladım o maddeyi…
O maddeyi imzalayanlar neden imzalarına sahip çıkmazlar…
İmzalarının arkasında durmazlar da…
“Şirinlik Muskası” gibi laflar dizelerler…
Anlamak mümkün değil…
Neyse…
KANUNLARA “SAYGILI” OLMAK…
LAFLA OLMAMALI…
Her kes tarafından sorulan soru şudur…
“İŞVEREN PARALELİNDE YÜRÜTÜLEN”…
“HÂLİHAZIRDA Kİ”…
“SENDİKAL ANLAYIŞ”…?
“BU GÜNE KADAR OLDUĞU GİBİ”…
“BUNDAN SONRA DA”…
“DEVAM ETTİRİLEREK”…
“HAKİM Mİ KILINACAK”…????????????????
Yoksa…
“EMEĞİN ARSLANLARI”…
Kaybettikleri geçmiş haklarını da içeren yeni bir hak alma mücadelesinde…
“SENDİKASINI”…
Ve…
“SENDİKASININ YÖNETİCİLERİNİ”…
Tüm…
Dirayetleri…
Samimiyetleri…
İnsaniyetleri…
Demokratik kaidelere uyguniyetleriyle…
Yanında mı bulacak…?????????????????????
İşte tüm mesele bu…
FAZLA KONUŞMAYA GEREK YOK…
BU SORUNUN CEVABI VERİLMELİ…
Bayram da yapılan basın toplantısında verilen resim…
Bir tarafta tepki ile reddedilen…
Recep AKYEL…
Diğer yanda…
Ülvi ÜNGÖREN ile…
“DEĞİŞİM” in göstergesi olabilir mi…?
Bu durumu, “İNSANLAR” değerlendirmiyorlar mı sanılıyor…?
Sorun…
Sadece onlar da değil…
Sorun…
Sistemdeki topyekûn anlayış farkında…
Saygılarımla
CEP NO: 0 505 522 67 25