NERDE KALMIŞTIK…?
ALPARSLAN BAŞEĞMEZ
İKİ “ADAM” …
VE DÜŞÜNDÜRDÜKLERİ…
Eeeeeey Ümmet-i Muhammed…
Sesime ve nefesime kulak ver…
Hiç bir devirde…
Ve hiç bir kimseye…
Paralı memur olmadım…
Hiç kimsenin de tetikçiliğini yapmadım…
Hep doğruları söyledim…
Doğruları yapmaya çalıştım…
Doğruları yazdım…
Pis ve aşşağılık menfaatler uğruna…
Ruhumu, kalemimi ve inandığım değerlerimi…
Hiç bir şeye de satmadım…
Ne eğildim virgül gibi, nokta kadar menfaate…
Ne büküldüm “RÜKU” ettim…
Ahmet’e, Mehmet’e, Selamet’e…
Yazdıklarıma kızan, kızar…
Takdir eden de takdir eder…
Ben lafımı havaya söylerim…
Laf havada asılı kalsın…
Havada asılı duran laflarımı…
Kim alıp cebine koyarsa koysun…
Bu “Düstur”um herkes tarafından böyle biline…
Gelelim bu haftaki yazımıza…
İKİ “ADAM”…
VE DÜŞÜNDÜRDÜKLERİ…
Birinci “ADAM” bir işçi…
Zamanında…
Karabük “Sosyal Hayatında” epeyce ağırlığı görülmüş…
Görmüş, geçirmiş bir “Adam”…
Umut ediyorum…
“Yaşadıklarıyla” epeyce tecrübe sahibi olmuştur…
Birlik ve beraberlik olunduğunda…
Nelerin başarılabileceğini…
Birlik ve beraberliğin bozulduğunda ise…
Nelerin kaybedilebileceğini…
İnşallah çok güzel anlamış ve görmüştür…
Her seferinde “Tuzaklara Düşürülüp” umutlandırılmanın…
Bugüne kadar hiç bir fayda sağlamadığını…
Hatta elde bulunan imkanların bile nasıl kaybedildiğini…
Bugün çok daha iyi anlamış ve algılamıştır…
İşte bu “ADAM”…
Geçmişi ile her zaman anılacak ve unutulmayacak olan.. “SENDİKACI”…
Osman Nuri BAL’dır…
Hak mücadelesi yapılırken…
Yüz otuz yedi günlük…
Uzun soluklu…
1989 yılı grevinde…
Uzayan sakallarıyla…
Çıplak ayaklarıyla…
Üstü çıplak…
Gönlü çıplak…
Yüreği çıplak…
Cüzdanı çıplak…
ARKADAŞLARIYLA…
Emeği için kavga veren…
Yürekli “GARDAŞLARIYLA”…
Birlikte…
Yürekli bir “ADAM”dı…
Osman Nuri BAL…
Bıraksaydılar…
Fitneler, düzenbazlar, madrabazlar, hırsızlar, arsızlar, namussuzlar…
Bazı “AKILLARI”, çelemeseydiler…
“ONLARIN” kanlarına giremeseydiler…
Dünya’nın ilk “”ÖRNEK” özelleştirilmesinde…
O “YÜREKLİ İNSANLAR” neredeyse başarıyorlardı bu işi…
Ammaaaaaaaa…
Birlik bozduruldu…
Dirlik bozduruldu…
Ne kadar dikleşip ayağa kalkmaya çalıştılarsa da…
“TÖKEZLETİCİLER” yüzünden…
Bir türlü…
“DİK” duramadılar…
“BAZILARI” fırsatı hiç kaçırmadılar…
Onları böldüler, parçaladılar…
Onlar “PAVLUKA”nın “SAHİBİ” ve “EFENDİSİ”ydiler…
Ancaaaaaak…
Esir alındılar…
Köle yapıldılar…
O “YİĞİTLERİN” bazıları, şeker hastası, kalp hastası oldular…
Bazı “YİĞİTLER” ise karaciğerlerinin tamamına yakınını ameliyat masasında bıraktılar…
Sarardılar, soldular…
Hırsızlar…
Arsızlar…
Namussuzlar…
Kuzguniler…
Fitneler…
Düzenbazlar, madrabazlar…
Tarihin tekerrürünü çok iyi bildiklerinden…
Haziran 2010 dan sonra da…
Tekerrür eden “TARİH” de…
Yine her türlü kumpası kurdular…
Şaha kalkan…
“HAK” için mücadeleye baş koyan…
Emekçi Köleleri canevlerinden vurdular…
Birliği bozanlar…
Bozulmasına göz yumanlar…
Tarihle bir gün mutlaka yüzleşeceklerdir…
Tarihle yüzleşecek olanlar…
O vebali nasıl yükleneceklerdir…?
Çok merak ediyorum…
Her neyse…
Gelelim şimdi esas meseleye…
Tüm Karabüklülerin takımı olması gereken Kardemir Karabükspor…
Osman Nuri BAL’ın Futbol Şube sorumlusu olduğu, o geçmiş günlerde, Karabük’ün tamamını daha çok kucaklıyordu…
Osman Nuri BAL…
O günkü…
Birlik…
Dirlik…
Beraberlikten, aldığı kuvvetle…
Ve kendisine has…
Kıvrak zekasıyla…
Kulis yapmadan…
Sağa sola sapmadan…
Ona buna haber salıp…
Rica minnet etmeden…
1997 ve 1999 dönemlerinde…
İki sefer üst üste…
Türkiye Futbol Federasyonuna…
Yedek 5. sıradan…
Yönetim Kurulu Üyesi seçilmişti…
Karabük ve Batı Karadeniz Bölgesi tarihinde…
İlk kez…
Üst üste iki kere…
Minnetsiz…
Ricasız…
Kardemir Karabükspor’un Türkiye çapında ulaştırıldığı…
Sempatikliği…
Ve ağırlığı ile…
Osman Nuri BAL…
Yönetim Kurulu yedek sıralamasında 5. sıraya getirilmiş…
Hatta…
Bir seferinde de…
Yönetim Kurulu Asil Üyeliğine yedekten çağırılmıştı…
Ancak…
Haluk ULUSOY Başkanlığındaki Futbol Federasyonu istifa ettiğinden…
Bu durum resmileşememişti…
O zamanlar…
Ne gazetelere çarşaf çarşaf demeçler verilmiş di…
Ne de reklam yapılıp, payeler sıralanıp…
Poz poz resimler çektirilmiş di…
Ben öyle hatırlıyorum…
O birlik, beraberlik…
Cumhuriyetimizin ilk kuruluş yıllarından…
CENNET MEKAN, ULU ÖNDER, MAREŞAL GAZİ MUSTAFA KEMAL ATATÜRK’ümüzün vefatına kadar devam eden özverili heyecanlı gayretler gibi…
Kumpaslara ve katakullilere gelinmeksizin…
Kardemir’de de…
Devam edebilseydi…
Osman Nuri BAL bu gün kim bilir hangi“MAKAMLARDA” olurdu…?????
Hey gidi birlik ve beraberlik hey…
Hey hey de hey hey…
Hey hey de hey heeeeeeeeeeeeyy…!!!!!
Gelelim ikinci “ADAM”a…
Adı…
Mustafa YOLBULAN…
Bilmem hangi Amerikan üniversitesini bitirmiş…
Türkiye’de sayılı gayrimenkul gelirine sahip…
Şirketlerinin her birini, günden güne semirtip, geliştiren…
Aklını, her zaman parayla zenginleştiren…
“Fabrikalar yapan fabrikalar”ın yönetimini…
Ahd edip…
Ceht edip…
Sonunda muradına erip, ele geçiren…
Bu noktalara gelmezden önce ise…
Kendi kendisini yetiştiren…
Bir “BABA”nın…
İki oğlundan “Büyük” olanı…
Kardemir Yönetim Kurulu üyesi…
“YOLBULAN” şirketler grubunun en önde gelen varislerinden birisi…
Mustafa YOLBULAN…
Ya öteki kardeş…?
Öteki kardeşin…
İsmi var, cismi yok…
Görünmez adam gibi…
Hep geri planda…
Gizemli…
“Giz” li…
Ya Mustafa’m…?
Hep önde…
Hep açıkta, görünürde…
İşte bu Mustafa’mız…
Son Türkiye Futbol Federasyonu seçimlerinde…
Yıldırım DEMİRÖREN listesinde yedek 11.sıradan Yönetim Kurulu yedek üyeliğine seçilmiş…
Bu haber…
“Ajans Spor” haber sitesinde…
Gayretkeş kardeşimiz Cengiz TOPUZ’un haberi ile tüm sporseverlere detaylı bir şekilde duyurulmuş…
Eğer okursanız görürsünüz…
Yedek onbirinci sıra üyeliğine gelinebilmek için neler neler yapılmış…
Ne mücadeleler verilmiş…
“Yıldırım Bey’e, listeye girilirse, mutluluk duyulacağı” iletilmiş…
“Karabükspor Başkanı da hem Yıldırım Bey nezdinde, hem de Kayseri ve İstanbul Büyük Şehir Belediyesi Kulüp Başkanları başta olmak üzere, Anadolu Kulüpleri nezdinde temasa geçerek”…
Bu konuyla ilgili, büyük efor sarfetmiş…
Ve…
“Bu yapılan gayretlerin sonunda”, listeye girilmiş…
“Karabükspor tarihinde bir ilke imza” atılmış…
“Şahsi olarak algılanmayan bu durum”..
“Karabükspor’un başarısı olarak”…
Mustafa’mız tarafından “algılanıyormuş”…
“Kardemir’imize ve Karabükspora hayırlı olsun”muş…
Ne hayırlı olsun muş…?
Mustafa’mızın, “Karabük’ün tarihinde ilk defa, Futbol Federasyonu Yönetim Kurulunun on birinci sıra yedek üyeliğine seçilmesi, hayırlı olsun” muş…
Hayırlı olsun be Mustafa’m…
Hayırlı olsun…
Detaylar Cengiz’imizin kaleminden, Ajans Spor haber sitesinde…
Kocaman bir resimle…
Tarihi bir belge olarak duruyor…
Bir tarafta…
Sadece birlik ve beraberlikle, hangi başarıların nasıl sağlanabileceğine dair en güzel örnek…
Bir parasız “ADAM”…
Osman Nuri BAL…
Diğer tarafta…
Paranın akıl sayılıp, kısıtlı gücün göstergesine, örnek gösterilebilecek…
Bir paralı “ADAM”…
Mustafa YOLBULAN…
Bir tarafta…
Rahmetli Metin TÜRKER…
Recai BAŞKAN ve Emeğin sahiplerinin desteklediği… Osman Nuri BAL…
Diğer tarafta…
Bu gün…
Emeğin “SAHİPLERİNE”, sözde “SAHİPLİK” eden…
“SAHİPLER”…
Ne kadar düşündürücü değil mi…?????
Ben sadece ortadaki gerçekleri tesbit ediyor…
Ve yazıyorum…
Gerçek dedim de aklıma geldi…
Emenike’nin Fenerbahçe’den kazanılan parası ne oldu…?
Maç gelirleriyle, yayıncı kuruluştan gelen gelirler…
Şu kazanılan maçların gelirleri ne oldu…?
Bir sürü tevatür ve söylenti caddelerde konuşuluyor…
Anlatılanlara bakılırsa…
Sözde…
Tüm bu gelirler, geçmiş alacaklara mahsuben Kardemir’e aktarılmış…
Yoğun bir söylenti furyası ile…
Öyle söyleniyor…
Sahi Karabükspor’un maddi durumu nasıl…?
Bir açıklansa da “şom ağızlar” bir kapatılsa olmaz mı…?
İki “Adam”…
Ve düşündürdükleri…
Bizi nerelere kadar götürdü…
Yazmak bize…
Düşünmek ise…
Tüm Ümmet-i Muhamed’e…
Saygılarımla
Cep No: 0 505 522 67 25