Rifat Serdaroğlu — 18 Eki, 2014
Bugün size iki yazı aktarıyorum. İki yazara da teşekkür ederim.
İlk olarak Profesör Dr. Oktay Sinanoğlu’nun yazısı;
“Cahilim dersin, öğretmeni şehit edersin.
Hastayım dersin, doktoru şehit edersin.
Yolumuz yok dersin, mühendisi şehit edersin.
Resmi dilini bile öğrenmeye tenezzül etmediğin devletten, iş beklersin.
Fakirim dersin, ama inatla çoğalıp virüsleri bile kıskandırırsın.
Fakirim dersin, düğününde görgüsüzlüğün dibine vurursun.
Anadilde eğitim dersin, açılan kurslara katılmazsın.
Ben elektrik parası öderken, sen kaçak kullanırsın, senin kaçağın parasını da bana ödetirsin.
Suçsuz-sivil insanları bombalarsın, yakarsın. Sıkıntın varsa gel savaşalım deriz, “Aaa pis faşist” dersin. Arkamızı döndüğümüzde pusu kurarsın.
Devletten çocuk başına para istersin, sonra o çocukları devlete düşman edersin.
Allah, düşmanın bile mert olanını nasip etsin…” (Prof. Dr. Oktay Sinanoğlu)
Devamını okumak için lütfen linkini tıklayınız.http://www.kandelahaber.com/ozel-haber/basimizin-puskullu-belalari-h1864.html